Akrep - Yılan ve İnsan
Bir gün elbiselerimi yıkamak için Nil nehrinin kenarına gitmiştim. Nehrin kenarında dururken, bir de baktım ki, görülmemiş şekilde büyük bir akrep bana doğru geliyor. Çok korkmuştum.Fakat anladım ki akrebin hedefi ben değilim. Akrep nehre girdi. Sudan büyük bir kurbağa çıkıp akrebe doğru geldi. Akrep kurbağanın sırtına binip suyun üzerinde yüzüp gittiler. Hayretler içerisinde kalmıştım. Ben de onları nehrin kenarından takip ettim. Nehrin karşı yakasına geçtiklerinde, akrep kurbağanın sırtından indi. Dalları büyük, gölgesi çok olan bir ağacın yanına gitti.
Bir de baktım ki, o ağacın altında sarhoş bir genç mışıl mışıl uyuyor. Kendi kendime: "La ha'vle vela kuvvete illa billah. Bu akrep nehrin ötesinden buraya kadar, bu genci sokmak için mi geldi" dedim . Hemen akrebi öldürmeğe karar verdim. Delikanlıyı kurtarmak için koştum. Bir de baktım ki karşıdan büyük bir yılan, genci öldürmek için, ağaca doğru sürünüyor. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Benim şaşkın bakışlarım arasında , akrep yılanın üzerine hücum etti ve başını sokmaya başladı. Akrep yılanı öldürünceye kadar başını sokmaya devam etti. Olacak şey değildi bu. Yılan öldükten sonra akrep nehre döndü. Kurbağa da onu orada bekliyordu. Akrep tekrar kurbağanın sırtına binip nehrin öte yanına geçti. Ben de arkalarından bakakaldım.
Sonra heyecanla gencin yanına geldim, o hala uyuyordu.Heyecanla baş ucunda kendi kendime şöyle dedim :
- Ey uyuyan genç; Allah seni, sen fark etmesen de karanlığın içindeki her türlü kötülükten korur. Sen uyusan bile Allah uyumaz. O kullarına çok merhametlidir. dedim.
Genç benim bu sözlerim üzerine uyandı ve başından geçen olayları kendisine anlattım. Genç hemen tevbe etti. Bütün yapmış olduğu kötü davranışlarından vazgeçip, iyilerden oldu ve ölünceye kadar da ,hayatı böyle devam etti.
NOT:Bu yaşanan hadiseye, Zünnun Mısri Hazretleri hatıralarında yer vermiştir.