kadınca ve genclik egitim ve paylasim sitesi...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

kadınca ve genclik egitim ve paylasim sitesi...


 
AnasayfaKapıGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
En son konular
» bacağa bıçak sokmak
Atatürk'ün çocuk sevgisi EmptyÇarş. Ara. 16, 2015 1:05 pm tarafından zxzx

» demire tekme
Atatürk'ün çocuk sevgisi EmptyC.tesi Ocak 31, 2015 2:50 pm tarafından zxzx

» Bacağa balta vuruşu
Atatürk'ün çocuk sevgisi EmptyCuma Eyl. 26, 2014 10:14 am tarafından zxzx

» Bacağa balta vuruşu
Atatürk'ün çocuk sevgisi EmptyÇarş. Eyl. 24, 2014 12:27 pm tarafından zxzx

» Motosiklette ters direksiyon
Atatürk'ün çocuk sevgisi EmptyPtsi Mart 17, 2014 3:39 pm tarafından zxzx

» ŞUNA BİR BAKIN
Atatürk'ün çocuk sevgisi EmptyC.tesi Tem. 09, 2011 7:03 pm tarafından Admin

» kader
Atatürk'ün çocuk sevgisi EmptyPerş. Haz. 10, 2010 3:53 pm tarafından zxzx

» Altin ve inci karisimi takilar el yapimi...
Atatürk'ün çocuk sevgisi EmptyPtsi Nis. 12, 2010 3:10 pm tarafından Nurdan

» Canlılar Dünyasını Gezelim,Tanıyalım Soruları - 4.Sınıf Fen ve Teknoloji
Atatürk'ün çocuk sevgisi EmptySalı Nis. 06, 2010 9:09 pm tarafından Admin

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama

 

 ******'ün çocuk sevgisi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 981
Kayıt tarihi : 30/10/09
Nerden : istanbul

Atatürk'ün çocuk sevgisi Empty
MesajKonu: ******'ün çocuk sevgisi   Atatürk'ün çocuk sevgisi EmptySalı Kas. 17, 2009 1:22 am

****** cocuklarla cok iyi gecinmesini bilir, onlari sevdigi kadar da kendisini sevdirirdi. Bir toplantida akilli bir cocuk gorunce dayanamaz, onunla konusurdu. Bu konusma cocugun sinifina gore olurdu. Bazen aritmetik, bazen Turkce dersinden sorular sorar, iyi cevaplar alinca memnun olurdu. Cocuk bir ustunluk gosteriyorsa ilgilenerek derslerine yardimci olurdu.

Son yillarda Ulku'yu tanimisti. Ulku, her zaman ******'un yaninda bulunurdu. O kadar ki bazen misafirlerin yaninda kucagina otururdu. Artik kimse kucuk kiza kizmiyor, ustelik icten gelen bir sevgi ile kucuk kizi seviyorlardi. Ulku, cok sevimli bir kizdi. Uzaktan ******'u gorunce sevincle kosar, ******'un kucagina firlardi. ******, her zamanki tatli sesiyle kucuk kiza neseli seyler soyler onun kalbini elde etmege calisirdi.

Ulku, onun bir parcasi gibiydi. Nereye gitse yaninda gotururdu. Kucuk kiz, hasta oldugu zaman doktorlarla beraber muayene eder, hastaligi hakkinda genis bilgi alirdi. Ulku, bir defa tifo olmustu. Doktorlar tifo gecici oldugu icin hastanin yanina sokmak istemiyorlardi. ******, hic birini dinlemezdi. Hasta, Dolmabahce'de yattigi icin her gun Florya'dan Ulku'yu yoklamaya giderdi. Birgun, ******, Yalova civarinda gezintiye cikmisti. Yaninda arkadaslari ve subaylar vardi.

Yolu bir an icin karistirdi. ******, subayligin verdigi gorus kuvveti ile derhal yolu kestirdi. Arkadaslarina donerek: "Bu patikadan" dedi.

O sirada karsilarina bir sıgırtmaç cikti. Cocugun karnı şis, yuzu sapsariydi. ******'un sordugu suallere gayet akillica cevap veriyordu. Zeki gozleri parildiyordu. Ismi Mustafa idi. Sigirtmac Mustafa. Turk cocugunun zekasini begenen ******, ona para vermek istedi. Almadi. Yol gostermek onun vazifesi idi. Para karsiliginda is yapilamazdi. ******'u bile tanimiyordu. Israr karsisinda parayi almaga mecbur kaldi. Yalniz bir sarti vardi. Torbasindaki cevizlerden ******'e verecekti. ****** o anda cocuga sordu:

"Okumak ister misin",

Cocuk cevapladi; "elbette", Ata yanindakilere emir verdi. Cocugu alarak Sisli'deki "Cocuk Hastanesi"ne yatirdilar. ******, onu hem yokluyor, hem de doktorlarla cocugun sagligi hakkinda gorusuyordu.

Bir kac sene sonra Sigirtmac Mustafa, Kuleli Lisesi'ne girmisti. Derslerine cok calisiyordu. Hic sinifta kalmadan subay cikti ve sanli Turk ordusuna katildi.
******, yaşamı boyunca tüm sevdiklerine hangi yaşta olursa olsun "çocuk" diye seslenirdi. Onun sözlüğünde çocuk sevgi demekti. O'nun çocuğu yoktu ama içinde bitip tükenmeyen bir çocuk sevgisi vardı. Bundan dolayı yüreği arada burkulmuş mudur bilmiyorum ama galiba bu ihtimal çok düşük; bütün Türk çocukları onun öz yavruları gibiydi. ******, çocukların riyakârlık bilmeden bütün istek ve arzularını içlerinden geldiği gibi açıklamalarından çok hoşlanırdı. Son yıllarını da çok sevdiği bir çocukla geçirdi. Ülkü, ******'ün çocuk sevgisinin bir simgesi oldu.


O'nun açık mavi gözleri her yerde çocukları arardı. Çağdaş ve mutlu Türkiye'yi çocuklarda görür ve çocuklarda bulurdu. Tüm yurt gezilerinde çocuklara sevgi ile yaklaşır, onlarla uzun uzun konuşurdu. Vedat Demirci'nin anılarından öğrenildiğine göre; ****** bir gün çocuk balosuna gider. Ortalıkta bir Atatürk'ün çocuk sevgisi Saskinlık havası doğar. Küçük bir oğlan salonun orta yerinde kalır. Bu yavru hayranlıkla bir süre ******'e baktıktan sonra: "******’üm, seni öpmek istiyorum" der. Ortalığa bir sessizlik dalgası yayılır. Bu derin sessizliği ******'ün sesi bozar "Öyleyse, gel öp" der. Çocuk koşarak ******'ün boynuna sarılır. O sırada diğer çocuklar da: "Biz de.. Biz de.." diye bağırırlar. Böylece tüm çocuklar Ata'yı doya doya öperler. Bu görüntü çoğu kişiyi ağlatır. Büyük ****** de ağlar. Evet, Türk çocuklarının bu engin sevgisi için ağlar. Hem de sevinç gözyaşlarını dökerek. O gün çevresindekilere övünçle: İşte benim kuşaklarım" der.


****** çocuk davasının önemini her ortamda vurgulayarak çocuklara yönelik hizmetlerde rehberlik yapmayı sürdürmüştür. 17 Ekim 1922 yılında Bursa’da kendini karşılayan çocuklara aşağıdaki şekilde seslenerek nasıl bir gençlik istediğini belirtmiştir:


‘Küçük hanımlar, küçük beyler


Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız.


Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz.


Kendinizin Ne Kadar Önemli, Değerli Olduğunuzu Düşünerek Ona Göre Çalışınız. Sizlerden Çok Şey Bekliyoruz.’


Evet, ******’ün çocuk sevgisi çok büyüktü, peki ya ondan sonra gelenlerin, her fırsatta ‘Atam İzindeyiz!’ diyenlerin çocuk sevgisi nasıldı? ‘******’ten sonra gelen hiç bir cumhurbaşkanı, başbakan veya bir asker bir çocuğu elinden tutup da resim sergisi gezmeye götürmedi. Hiç bir cumhurbaşkanı veya başbakan çocuğu protokol sırasının en önüne oturtmadı. Hiçbir başbakan bir çocuğu salıncakta sallamadı. Bir çocuğu taşıttan kendi elleriyle indirmedi. Bir yabancı konukla birlikteyken yanına çocuk almadı. Bir yetişkini dinlerken gösterdiği ciddiyetle dinlemedi. Onlarla birlikte denize girmedi, objektiflere poz vermedi. Onlarla gezintilere çıkmadı. Onlara el öptürtmemezlik yapmadı. Tüm bunlar bir yana, 1938’den itibaren bu ülkede yetişkin insan-çocuk insan dostluğu, arkadaşlığı diye bir şey kalmadı. Türkiye’nin markası, ******’teki çocuk sevgisi ve onun çocuğa verdiği değer olmalıdır. Eşsiz bir örnektir. Ama o büyük insanın çocuklara yaklaşımını bu ülkenin anne babaları ve öğretmenleri bile örnek almıyor ki başkalarına örnek

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hepsigrupu.yetkinforum.com
 
******'ün çocuk sevgisi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ******un ozel eşyaları
» ******un yazdığı telgraflar
» ******ün önderliginde kazanılan Hak Ve özgürlükler
» olmadı be çocuk
» ÇOCUK PANÇO VE ŞAPKASI

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
kadınca ve genclik egitim ve paylasim sitesi... :: ATATÜRK KÖŞESİ-
Buraya geçin: